Temel özelliği: Bilinç, bellek ve algılamada bozukluğun olmasıdır. Bireyin kimlik duygusunda kırılma ya da çözülme olur. Özellikle çocuk çağında yaşanan, çok sayıda ve tekrarlayan ruhsal travmalar, aşırı stresler, dissosiyatif bozukluklara yol açabilmektedir. Disosiyatif bozukluğu olanlarda kronik ve ilaçlara yanıt vermeyen depresyon görülür. Kişi zaman zaman ruhen açılsa da tam mutlu olamaz, kendisini sık sık üzgün hisseder. Bu bozukluğun  türleri:

Disosiyatif Hafıza Yitimi- Bireyin yaşamındaki önemli kişisel bilgilerini, geçmiş yaşantılarını ve yaşamının bir bölümünü hatırlayamamasıdır. Bu unutulan yaşam dönemi, bireye acı veren ağır örseleyici yaşantılardır. Bilinçaltına bastırma mevcüttür. Örneğin; bir asker savaşı hatırlayabilir fakat arkadaşının ölümüne şahit olduğunu hatırlayamaz. 

 

Disosiyatif Kaçışlar (Füg)- Kişinin kendisinin nasıl gittiğini bilmeksizin, başka bir yerde bulmasıdır. Birey beklenmedik bir biçimde evinden başka bir yere gider ve orada haftalarca, aylarca kalır. Daha önceki yaşamına ilişkin kendi kimliğine ilişkin tam bir unutma (amnezi) olur ve hiçbir şeyi hatırlayamaz. Bu tür kaçışlar genelde duygusal travma sonrasında olur ve afet ya da savaş gibi durumlarda daha da yaygınlaşmaktadır.

 

Disosiyatif Kimlik Bozukluğu (Çoğul Kişilik)- Hastada, yineleyici bir biçimde, bir ya da birden fazla başka kişiliğin belirmesidir. Bu sayı 2 ile 10 arasındadır ve bu kişilikler birbirini tanımazlar ve birbirinden haberdar değiller. Birbirinin yaptığı eylemleri de tamamen unuturlar. Kişide beliren bir süre ona tümüyle egemen olan bu ayrı kimliğe ‘’öteki/alter kimlik’’ denir. 
Bu bozukluğunun en temel nedeni çocuk dönemindeki tramvaların, özellikle de insest tarzı aile-içi cinsel saldırı ve tecavüz olaylarıdır.

 

Kendine Yabancılaşma (Depersonalizasyon)- Kişi kendisine yabancılaştığı duygusu içerisindedir.Birey, kendi benliğini, yüzünü, bedeninin tümünü ya da bir parçasını, hareketlerini ve duygularını değişmiş, eskisine göre daha farklılaşmıl ve yabancı bir kişi gibi görür. Ayrıca, ellerinin, ayaklarının uzadığı ve büyüdüğü biçimde de algılamaları olabilir.
 

Gerçekdışılaşlma (Derealizasyon) Bozukluğu- Birey, çevredeki eşyayı, insanları, doğayı olduğundan değişik, yabancı, mekanik, gerçek değilmiş, aşırı renkli veya renksiz gibi algılar. 
Depersonalizasyon ve derealizasyon geçici olarak gençlerde görülebilir ve nedeni bilinmemektedir. Fakat nedenler arasında aşırı uykusuzluk, yorgunluk, çok kaygı verici yaşam olayları, aşırı çay, kahve veya alkol tüketimi sayılabilir. Bu iki bozukluk; şizofreni, kaygı bozuklukları, epilepsi ve diğer beyin bozukluklarında sık görülebilir.

​

Bunları yaşıyorsanız; yaşam kalitenizi büyük oranda olumsuz etkileyen bu yaşantılarla hayatınıza devam etmek zorunda değilsiniz. İyileşme konusunda aldığınız karar ve uygun terapi sürecinin birleşimi ile değişim uzak değil. İstanbul içerisinde yüz yüze terapi, İstanbul dışında da online terapi süreçleriyle yanındayız, iyileşme ve değişim yolunda yalnız değilsiniz. Aşağıdaki formdan bize ulaşabilirsiniz.