Psikolojik Esneklik ve Önemi
- Talha Şahin Han
- 24 Mar 2022
- 2 dakikada okunur
Bu yazıma da bir çok yazımda olduğu gibi psikoloji alanında doğru bilinen yanlışlara değinerek başlamak istiyorum çünkü sağlıksız davranışlarımız ve duygularımızın çoğu bu hatalı bilişlerimizden güç alarak bizi manipüle etmeye devam ediyorlar.
Bu hatalı bilişlerimizinden ataerkil, kollektif temelli kültürümüzün bizi en çok maruz bıraktığı ve muhtemelen çoğunuza tanıdık gelecek olan bir kaçından bahsedecek olursak; “güçlü ol ayakların yere sağlam bassın”, “başarılı insan sınırlarını iyi çizmiş insandır”, “güçlü insan koşullara uymaz koşulları kendi belirler”, “saygıdeğer insan ne istediğini bilen insandır”, “hayattan bir şeyi ısrarla istersen eninde sonunda alırsın”, “güçlü insanı hiç bir acı yıkamaz” vb. Örnek cümleleri çoğaltabiliriz. Bu okuduğunuz ve hayatınızın özellikle de zor dönemlerinde çevrenizdeki insanlardan defalarca çeşitli varyasyonlarını duyduğunuz cümlelerin ana fikrini; hayatın zorlukları karşısında güçlü ve sabit duruş sergilemenin doğru olduğu hatta bu duruşu sağlama yolunda zayıflık belirtisi olan duygu ve davranışları yok saymak gerektiği şeklinde özetleyebiliriz.
Aslında bir benzetme ile toplumun bu diktesini daha anlaşılır hale getirmek istersek; bizden çığ, sel, deprem vb doğal afetlere kalın gövdeli, sert ve kocaman bir ağaç gibi direnmemiz isteniyor. Ancak asıl kendimize sormamız gereken soru burada bu doğal afetlere ne kadar kalın ve güçlü olursa olsun sabit duran ve hiç esnemeyen bir ağacın ne kadar dayanabileceğidir. Belki hayatın onu maruz bıraktığı bir kaç doğal afeti güçlü gövdesi ve kökleri sayesinde yara alarak da olsa bertaraf edebilecektir ama daha güçlü bir afet karşısında eninde sonunda sert gövdesi yara aldığı yerlerden kırılıp bu güçlü ağacımız varlığını daha fazla sürdüremecektir. Bu benzetmemizde aynı etkilere maruz kalan ince gövdeli ve esnek bir ağaç hayal edelim bu ağaç eminiz ki toplumun gözünde kırılgan güçsüz ve çelimsiz olarak görülecek ve en ufak etkide kırılıp yok olacağı düşünülecektir. Ancak şaşırtıcı bir biçimde doğada en yumuşak ve esnek gövdeli ağaç türü olan çam türlerinin hem eğilme bükülme direnci hem de sıcaklık değişimleri karşısındaki uyum yeteneğinin bu türlere uzun ve sağlıklı bir varoluş süresi sunduğunu görmekteyiz.
Doğal yaşam bir çok alanda insanlara mükemmel örnekler sunduğu gibi burada da insanlara zorluklar karşısında esnemenin ve uyum sağlamaya çalışmanın sert, sınırları bellli ve sabit bir duruş sergilemekten daha sağlıklı olduğu mesajını vermekte.
Gözlerimizi açıp başladığımız her güne hayatın bize sunacağı ve üzerinde en ufak manipülasyon gücümüz olmayan değişkenlerle yüzleşme sorumluluğunu alarak başlıyoruz. Hayat denen bu bilinmezlik denizinde yol alan mutlu, sağlıklı ve psikolojik anlamda sağlam bir gemi olmanın yolu esneyebilmek ve uyum sağlamaktan geçiyor.
Psikoloji alanındaki bir çok profesyonel yaklaşımın da danışanlarına kazandırmaya ve farkındalık yaratmaya çalıştığı önemli başlıklardan biri olan Psikolojik Esnekliği hayatımızda yer edinmiş örnekler ve benzeşimlerle anlatmaya çalıştığım bu yazımı; hepimize yaşamın bize en acımasız davrandığı ve tüm silahlarıyla saldırdığı dönemlerde bile Matrix filminin ölümsüz sahnesinde üzerine yağan mermilerden esneyerek kurtulan “Neo” karakterinin esnekliğinden dileyerek sonlandırıyorum.

Kommentare